Tüp mide ameliyatı öncesinde, ameliyatın size kazandıracakları
veya olası olumsuzlukları çok iyi değerlendirip tartmalısınız. Olması gerekenin üzerinde “morbid obez”
olarak tanımlanan gruba giriyorsanız, bu ameliyattan alacağını sağlık
faydaları elbette tartışılamaz derecede fazladır. Ancak aklınızda tutmalısınız
ki yaşam tarzınızı değiştirmediğiniz sürece her yöntem gibi bu da sizin için
geçici bir kazanç olmaktan öteye gidemeyecektir. Ne demek istediğimi ilerleyen zamanlarda detaylandıracağım.
İşin başına dönersek...
Yaşamım boyunca hep kilolu oldum. Doğum kilomun 5 kg’ı
geçtiğini söylesem sanırım yeterinde açıklayıcı olacaktır. Ergenlik ve erken
gençlik dönemlerinde yapılan sporlar ve çeşitli aktivitelerle bu kilo almaya
meyilli olan durum biraz maskelenebildiyse de zaman zaman kendini göbek olarak
hatırlatıyordu. Özellikle -her Türk erkeğinde görüldüğü üzere- evlilik sonrası
kilo artışı ve sonrasında sporsuz yaşam işi daha zor toparlanabilir duruma
getirmeye başladı. 2002 yılında aldığımız bir teklif üzerine çalışmaya
gittiğimiz Houston-Texas (ki Amerika'nın en obez 2. şehri), 3 yılda bize müthiş bir damak zevki ve yemek kültürü
aşılarken yanımıza 30 kg’ı da hediye olarak koyuverdi. Aslında herkes için en önemli handikap,
yıllar içinde yemek yeme zevkimizin, farklı lezzetlere ulaşma imkanımızın artmasına rağmen yaşın ilerlemesine bağlı metabolizmanın yavaşlaması. Bu kısır
döngüyü kırabilmek çok kolay değil ne yazık ki!
Diyetlere gelirsek; her şişman kişi gibi denemediğim diyet
kalmadı desem yeri var. Uzman gözetiminde doğru beslenme ile yapılan diyetlerle istenen
kiloya ulaşmak mümkün aslında. Peki ö-obezlerde bu neden olamıyor? Ben bu sorunun yanıtını en iyi
verebilecek kişiler psikologlardır diye düşünüyorum. Hatta izin verirseniz daha
da ileri gideyim, obezite tedavisi beslenme uzmanları kadar psikologların da dahil olması gereken bir konu bence. Sonuçta baktığınızda bu da bir tür düzeltilmesi
gereken bir davranış bozukluğu...
Çok çeşitli diyetler yaptım ömrüm boyunca, her birinde 10 ile 30 kilo arasında kilo
verdim. Her diyetimin sonrasında da yavaş yavaş verdiğim kiloları geri aldım, hatta daha
kötüsü verdiğimden daha fazla aldım. Çünkü iş yaşamının yoğunluğunda yediğim ekmek ve meyveyi filan sayarak kalıp içinde yaşamayı beceremedim. Nasıl becerilebilirdi? Kendinizi 3 veya 5 aylık bir kampta
gibi düşünüp, her şeyi ona göre planlayıp ona göre bir yaşam alanı oluşturmak ile. Bunun ne kadar sürdürülebilir olduğunu ben size söyleyeyim. O
süre bittiği anda kendinizi hemen ziyafet sofrasında buluyorsunuz. Ve çok uzun
sürmüyor eski kiloya geri dönmek. Peki neden? Çünkü var olan davranış(yeme) bozukluğunuz devam ediyor.
Son on küsur yıldır var olan balon ve kelepçe gibi
yöntemlerde de temelde aynı sebeple başarısızlık oluyor. Aslında başarısızlık
derken yöntemleri kastetmiyorum tabii ki, bu yöntemlerin kullanıldığı hastalar
bir süre kısıtlı gıda alımı ile ciddi kilo veriyorlar. Ama ideal kiloya
ulaştıklarında, balon veya kelepçe çıkarıldığında kısa sürede kilo alımı
başlıyor. Benim tanıdığım, bunları yaptırıp aynı kiloda kalabilen yok maalesef. Elbette
mutlak kural diyemem ama ne yazık ki geri dönüş oranı çok yüksek.