11 Eylül 2017 Pazartesi

TÜP MİDE AMELİYATINA GİDEN YOL


Tüp mide ameliyatı öncesinde, ameliyatın size kazandıracakları veya olası olumsuzlukları çok iyi değerlendirip tartmalısınız.  Olması gerekenin üzerinde “morbid obez” olarak tanımlanan gruba giriyorsanız, bu ameliyattan alacağını sağlık faydaları elbette tartışılamaz derecede fazladır. Ancak aklınızda tutmalısınız ki yaşam tarzınızı değiştirmediğiniz sürece her yöntem gibi bu da sizin için geçici bir kazanç olmaktan öteye gidemeyecektir. Ne demek istediğimi ilerleyen zamanlarda detaylandıracağım.

İşin başına dönersek...
Yaşamım boyunca hep kilolu oldum. Doğum kilomun 5 kg’ı geçtiğini söylesem sanırım yeterinde açıklayıcı olacaktır. Ergenlik ve erken gençlik dönemlerinde yapılan sporlar ve çeşitli aktivitelerle bu kilo almaya meyilli olan durum biraz maskelenebildiyse de zaman zaman kendini göbek olarak hatırlatıyordu. Özellikle -her Türk erkeğinde görüldüğü üzere- evlilik sonrası kilo artışı ve sonrasında sporsuz yaşam işi daha zor toparlanabilir duruma getirmeye başladı. 2002 yılında aldığımız bir teklif üzerine çalışmaya gittiğimiz Houston-Texas (ki Amerika'nın en obez 2. şehri), 3 yılda bize müthiş bir damak zevki ve yemek kültürü aşılarken yanımıza 30 kg’ı da hediye olarak koyuverdi.  Aslında herkes için en önemli handikap, yıllar içinde yemek yeme zevkimizin, farklı lezzetlere ulaşma imkanımızın artmasına rağmen yaşın ilerlemesine bağlı metabolizmanın yavaşlaması. Bu kısır döngüyü kırabilmek çok kolay değil ne yazık ki!

Diyetlere gelirsek; her şişman kişi gibi denemediğim diyet kalmadı desem yeri var. Uzman gözetiminde doğru beslenme  ile yapılan diyetlerle istenen kiloya ulaşmak mümkün aslında. Peki ö-obezlerde bu neden olamıyor? Ben bu sorunun yanıtını en iyi verebilecek kişiler psikologlardır diye düşünüyorum. Hatta izin verirseniz daha da ileri gideyim, obezite tedavisi beslenme uzmanları kadar psikologların da dahil olması gereken bir konu bence. Sonuçta baktığınızda bu da bir tür düzeltilmesi gereken bir davranış bozukluğu...

Çok çeşitli diyetler yaptım ömrüm boyunca, her birinde 10 ile 30 kilo arasında kilo verdim. Her diyetimin sonrasında da yavaş yavaş verdiğim kiloları geri aldım, hatta daha kötüsü verdiğimden daha fazla aldım. Çünkü iş yaşamının yoğunluğunda  yediğim ekmek ve meyveyi filan sayarak kalıp içinde yaşamayı beceremedim. Nasıl becerilebilirdi? Kendinizi 3 veya 5 aylık bir kampta gibi düşünüp, her şeyi ona göre planlayıp ona göre bir yaşam alanı oluşturmak ile. Bunun ne kadar sürdürülebilir olduğunu ben size söyleyeyim. O süre bittiği anda kendinizi hemen ziyafet sofrasında buluyorsunuz. Ve çok uzun sürmüyor eski kiloya geri dönmek. Peki neden? Çünkü var olan davranış(yeme) bozukluğunuz devam ediyor.


Son on küsur yıldır var olan balon ve kelepçe gibi yöntemlerde de temelde aynı sebeple başarısızlık oluyor. Aslında başarısızlık derken yöntemleri kastetmiyorum tabii ki, bu yöntemlerin kullanıldığı hastalar bir süre kısıtlı gıda alımı ile ciddi kilo veriyorlar. Ama ideal kiloya ulaştıklarında, balon veya kelepçe çıkarıldığında kısa sürede kilo alımı başlıyor. Benim tanıdığım, bunları yaptırıp aynı kiloda kalabilen yok maalesef. Elbette mutlak kural diyemem ama ne yazık ki geri dönüş oranı çok yüksek. 

ARTIK BEN DE TÜP MİDELİYİM


Öncelikle kendimi tanıtayım izninizle. İstanbul'da Serbest Hekim olarak çalışan Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı'yım. Uzmanlık dalımdan da anlayacağınız üzere, mide ameliyatları benim işim değil. Bu blogda sizlere tüp mide ameliyatı hakkında hekim görüşünden ziyade bu ameliyatı olmuş bir cerrah olarak hasta gözünden izlenimlerimi iletmek istiyorum. Amacım burada herhangi bir hekim ve kurumun tanıtımı değil. Hekimlikte ve Estetik Cerrahi’de 25 yıllık bir geçmiş ile işin mutfağından gelen birisi olarak, gözlemlerim tıp eğitimi/deneyimi olmayan bir hastadan biraz daha farklı bilgiler ve belki değişik bakış açıları içerebilir diye düşünüyorum. Yaşadığım deneyimlerin elbette benim kişisel deneyimlerim olduğu, bu nedenle herkeste farklı şekilde gözlemlenebileceği akılda tutulmalıdır.

Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Op Dr Serhat Totan